Taksirle en az 10 çocuğun ölümüne neden oldukları ve yeni doğan bebekleri çalıştıkları özel hastanelerin yenidoğan bölümlerine sevk ederek haksız kazanç elde ettikleri iddiasıyla 22'si tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın bugün dokuzuncu gününe girildi. SGK'dan daha fazla para almak için önceden anlaştık. Son yedi günde 22 tutuklu sanık, 12 tutuklu olmayan sanık olmak üzere toplam 34 sanık savunma yaptı.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya 22 tutuklu sanık, tutuksuz sanık ve tarafların avukatları katıldı.
10.23: “TIBBİ TAVSİYE DIŞINDA HERHANGİ BİR EYLEM YAPMAMIŞTIM”
Tutuksuz sanık Renginar Molla, şunları söyledi: “Dolandırıcılık ve örgüt üyeliği suçları işlemedim. Doktor yönlendirmesi dışında hiçbir işlem yapmadım. Hasan Basri Gök'ün Fırat Sarı'nın asistanı ve yardımcısı olmasından sonra hasta odaklı çalıştım. Sorumlu hemşire, evrak işleriyle ben ilgilenmedim. Çocuklarla ilgili bir sorun olduğunda mutlaka Fırat Sarı'ya ulaştım, ulaşamayınca da Hasan aracılığıyla iletişime geçiyordum. Basri'' dedi.
Hasan Basri Gök'ün “Abla basamakları bir hareket ettir” dediği kasetle ilgili sorulan sanık Molla, şunları söyledi: “Doktor adımları belirliyordu. Ben bu talimatın Fırat Sarı'dan geldiğini sandığım için 'tamam' dedim. . Ben değiştirmedim.” Hesaptaki hareketleri sorulan sanık Renginar Molla, şu cevabı verdi: “Yurtdışına çıkmak istedim. Fırat Sarı'dan para istedim, o da bana gönderdi. Parayı iade etmek istedim ama kabul etmedi.” “
Fırat Sarı'nın avukatı, sanık Molla'ya müvekkili Fırat Sarı'nın çocuklara yaklaşımının ne olduğunu sordu. Molla, “Fırat Sarı çocuklarla ilgilenirken titiz ve dikkatliydi. Bize yapılması gerekenleri anlattı. Fırat hocadan 'basamakları indirin, destanları değiştirin' gibi bir şey duymadım.”
11.18: “HASTA BAŞINA 10 BİN TL”
Şafak Hastanesi idari kadrosunda yer alan ve istifa ederek Kızılay'da göreve başlayan sanık Mustafa Kazan, kimya bölümünden mezun olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Bağcılar Şafak Hastanesi'nde çalışırken kendi isteğim üzerine istifa ettim. Şubat 2024. Daha sonra çalıştığım Kızılayda Kızılayda'da çalışmaya başladım. Gözaltına alındığımdan 3-4 ay sonra Şafak hastanesinin idari kadrosundaydım ve yemekhaneye imza atma yetkim yoktu. Böyle bir örgütün varlığını kabul etmedim. Gözaltına alındıktan sonra hiçbiriyle maddi bir ilişkimin olmadığını, kendisine hasta getirmesi için ücret alacağını söyledim, yönetimden Cem Öztürk söyledi ve yönetim de yapacağını söyledi. Hasta başına 10 bin ücret ödendi. Mert, “Olabilir de olmayabilir de” diye bir şey söylemedi. Paylaşım oldu ancak herhangi bir işlem yapılmadı. Ben Mert'e herhangi bir para ödemedim. Bilmediğim bir kuruluşa gönüllü olarak bile yardım edemem. Mert'in eşi Melike Özdemir, kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik dolandırıcılıkla suçlanıyor. Onu tanımıyorum. Kendisine SGK'ya kayıt olacağım söylendi. Ben böyle bir teklifte bulunmadım. Ancak Melike Özdemir'in hastaneye kayıtlı olmadığı öğrenildi. “Fırat Sarı ve Mert Özdemir, adını burada öğrendiğim Medisense firmasına kayıtlı olduklarını söylediler” dedi.