Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, Kovid-19’a karşı aşı olmasaydı Avrupa’daki toplam ölüm sayısı 4 milyon civarında olacaktı.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Bölge Ofisi, güvenli ve etkili Kovid-19 aşıları sayesinde Avrupa’da en az 1,4 milyon hayatın kurtarıldığını söyledi.
34 Avrupa ülkesinde Kovid-19 aşılarının etkisini analiz eden yeni DSÖ çalışmasına göre bu aşılar, aşılamanın başladığı Aralık 2020 ile Mart 2023 arasında ölüm oranını %57 oranında azalttı.
DSÖ, Avrupa’da şu anda 2,5 milyon olan toplam ölü sayısının aşı olmadan yaklaşık 4 milyon kişiye ulaşabileceğini söyledi.
DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, “Bugünü ve bölgemizdeki çoğu yaşlı 1,4 milyon insanı, Kovid-19’a karşı aşı olmak gibi hayati bir karar verdikleri için sevdikleriyle birlikte hayatın tadını çıkaranları düşünün” dedi. .
“Aşıların gücü budur. Kanıtlar inkar edilemez.” Kluge ayrıca yaşlılar ya da bağışıklık sistemi zayıf olanlar gibi şiddetli Kovid-19 riski taşıyan kişilerin, son dozdan altı ila 12 ay sonra bir takviye aşısı yaptırmalarını da tavsiye etti.
Araştırmada ağırlıklı olarak aşı sayesinde hayatı kurtarılanların yüzde 96’sının 60 yaş üzerinde olduğu tahmin edildi.
Aşılarla kurtarılan hayat sayısına ilişkin tahminler, bildirilen ölümlerin sayısı, aşıların etkinliğine ilişkin tahminler ve belirli yaş gruplarındaki insanlara aşı yapılmasaydı ne olacağı geriye doğru hesaplanarak yapıldı.
Çalışmada ayrıca ülkeler arasındaki farklılıklar vurgulandı ve daha fazla miktarda aşı alan ülkelerin, daha az miktarda aşı alan ülkelerle karşılaştırıldığında ölüm oranlarının azaldığının altı çizildi.
Ölüm sayısını en yüksek oranda azaltmayı başaran ülkeler İsrail, Malta, İzlanda, Danimarka, Finlandiya ve Birleşik Krallık olurken, ölüm sayısını en düşük oranda azaltmayı başaran ülkeler ise Romanya ve Ukrayna oldu.
DSÖ Avrupa Bulaşıcı Risk Yönetimi Başkanı Dr. Marc-Alain Widdowson, “Erken ve yüksek düzeyde aşı yapan ülkelerde, aşıyı biraz daha geç yapan ülkelere kıyasla çok daha fazla ölümün önlendiği görüldü” dedi. dedi.
“Etkisi dört katına çıkıyor”
Öte yandan DSÖ, Avrupa’nın grip salgınıyla karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.
Kluge’ye göre, son iki haftada önceki iki haftaya göre hastane başvurularında yüzde 58, yoğun bakım başvurularında ise yüzde 21 artış yaşanırken, kasım ve aralık ayları arasında grip enfeksiyonları dört katına çıktı.
Euronews Next’in artan grip seviyeleri hakkındaki sorusuna yanıt veren Widdowson, tüm virüsler söz konusu olduğunda “beklenmedik olanı beklemeniz” gerektiğini söyledi.
DSÖ Avrupa ayrıca, JN.1 adı verilen yeni bir varyantın ortaya çıkması nedeniyle Avrupa’da durumun değişebileceği konusunda uyardı.
Sağlık “siyasi gündemden düşüyor”
Uyarı: “Sağlığın siyasi gündemden kaybolmuş olmasından ve sağlık çalışanlarının karşı karşıya olduğu saatli bombayı çözemediğimizden derin endişe duyuyorum.” diyen Kluge, çözümün hastanelere “yatak eklemek” değil, ” insan gücü eksikliği.”
Kluge, “Birçok ülkede sağlık iş gücümüz yaşlanıyor ve yenilenmesi gerekiyor” dedi. “Ancak ne yazık ki bazı sağlık sistemleri üzerlerindeki baskılar nedeniyle mevcut sağlık personelini bile elde tutmakta zorlanıyor. Ücret, demografi ve çalışma koşulları da bunda etkili olabiliyor.” dedi.
Aralarında Almanya, Fransa, Portekiz ve Birleşik Krallık’ın da bulunduğu pek çok Avrupa ülkesindeki sağlık çalışanları, ücretler ve işgücü sıkıntısı konusundaki endişeler nedeniyle greve gitti.
DSÖ Avrupa Bölge Direktörü, Kovid-19 salgını sırasında pek çok siyasi gündemin başında yer alan sağlığın yerini enflasyon, enerji ve savaş gibi acil konuların aldığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Sağlık her şey olmayabilir ama Sağlık olmadan hiçbir şey olamaz.”